Beşikdüzü'nden 10 gibi ayrılabildik ancak...ve dün gezemediğimiz Ayasofya 'ya doğru yola çıktık.
Trabzon'un batı girişinden gelirken tepede farkediliyor burası...Trabzon'da heryeri bulmak çok kolay oldu çok güzel yönlendirmeler yapmışlar hiç kimseye sormadan gezdik en çok bunu sevdim.
Ayasofya'da kamera çekimi yaptığımız için resim yok...bol manzaralı hoş bir yer...
Uzungöl....çok güzel harika bir yer...bayıldık buraya....Haldızen deresi vadisinin heyelan sonucu yıkılmasıyla oluşmuş...dağların arasında bir düş gibi...
Karnımızı doyurduk...yöresel tadları denedik...veda zamanı....
İstikamet Rize...
öncelikle şehrin içini şöyle bir turladık..
sonra çay müzesine girdik...geçmişten günümüze çaylar...
Rize müzesini gezdik,karşısındaki camiye girdik...ve çay içtik tabiii..
Rize'ye gittiğinizde evvel zaman yöresel evine uğramalısınız mutlaka..çok şirin biryer...yemekler lezzetli ve yöresel müze gibi..hemen merkezde zaten...
Ve nihayet yayla yollarına düştük...Fırtına deresinin kenarından raftingçileri seyrederek yoldayız artık...Ayder'e gitmeden Zil Kale'yi göreceğiz onun için Çamlıhemşin'den ileriye gitmemiz gerekiyor ben böyle kasvetli yer görmedim..çok sıkıcıydı bence...Zil Kale yolu çok kötü..kızım ve eşim demediğini bırakmadı...ama sonuç güzeldi gittiğimize değdi
manzara muhteşem...
ve artık sıra Ayder de...ilk gördüğümde biraz hayal kırıklığına uğrasamda güzel yer doğrusu..
biraz beton yığını olmaya başlamış...ve ben daha büyük bir düzlük hayalindeydim...
yolda tarihi köprüler var bol bol...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder