30 Aralık 2010 Perşembe

MUTLU YILLAR.....

YENİ YILIN HERKESE SEVGİ,MUTLULUK,SAĞLIK,HUZUR VE PARA GETİRMESİNİ DİLERİM.
GÖNLÜNÜZDEN GEÇENLER OLUR İNŞALLAH....

http://ak.imgag.com/imgag/product/preview/flash/bws8Shell_fps24.swf?ihost=http://ak.imgag.com/imgag&brandldrPath=/product/full/el/&cardNum=/product/full/ap/3166187/graphic1



 ZARFI ACMAK ICIN PULA TIKLAYIN


EN BÜYÜK KARTOPUNA TIKLAYIN

KARTOPLARI COK AGIR.

ONLARA YARDIM EDIN ÜST ÜSTE KOYMAK ICIN,

SONRA KARDANADAMA TIKLAYIN VE SEYREDIN


HARİKA BİR GÖRÜNTÜ DEĞİL Mİ ?

29 Aralık 2010 Çarşamba

AŞI GÜNÜ :(((

Bugün aşı günü...
Ayşe Ada suçiçeği aşısı oldu.
daha aşı olmadan ağlamaya başladı 
canım :(((
ama aşı yapılınca sustu...
neyse bir aşımızdan da böylelikle kurtulduk...
şimdi uyuyor...
umarım rahat rahat uyur bu gece...

YAŞASIN FOTO KİTAP GELDİ !!!

Geçenlerde şehirfırsatında kampanya vardı fottom fotokitap hemen satın aldım...
almak kolay da yapmak biraz zor oldu ama sonunda başardım
tam son güne yetiştirdim
bugün de geldi süper olmuş valla çok beğendim
gerçi şöyle daha özenip sağa sola sözler yazsaymışım daha afilli olacakmış ama
yinede güzel ben beğendim
sizce nasıl ?


28 Aralık 2010 Salı

AYŞE ADA'YLA YAPTIKLARIMIZ....

Uzun zamandır ondan bahsetmiyorum
son günlerde neler yapıyoruz diye...
hergün çok değişik geçiyor,çok hızlı bir gelişme ve öğrenme içinde...
puzzle karıştırmaya bayılıyor hediye gelen puzzle ın içindeki herşeyi öğrendi nerdeyse
maymunu ver veriyor mamun diyor
güneşi ver veriyor
atı ver veriyor at diyor
ineği ver veriyor mööö diyor
topu ver veriyor hop diyor
gibi hepsine taktığı bir isim var...
puzzle bu....


evin içinde artık yürümüyor adeta koşuyor

bazen takip etmekte zorlanıyorum nerede diye...
mutfakta dolapları açıyor annenin diyorum başparmağını sallayıp kapatıyor...

artık her dediğimi anlıyor hemen yapıyor denileni tabii canı isterse...

son favorilerimizden biri yeni aldığımız 9 lu kitap seti...

çok hoş gerçekten elinden düşmüyor...
tam minik ellerine göre kolayca taşıyor
bol bol okuyoruz artık
tanıdıklarını kendi sayıyor...
fiyatıda çok uygundu tavsiye ederiz...
hatta daha küçük yaşta bile alınabilir...

23 Aralık 2010 Perşembe

Emzirme Reformu Sobesi



Sevgili Blogcu Annenin başlattığı Emzirme Reformu hareketi sobeleniyor...anne olarak katkıda bulunmak istediğim bir konu olduğu için hemen atladım...
sorular şöyle...

(1) Türkiye’de ilk altı ay sadece anne sütü alan bebeklerin oranı sizce yüzde kaç? (*)

(2) Siz bebeğinizi ne kadar süre anne sütü ile beslediniz?

(3) Kaç ay doğum izni kullandınız?

(4) Yasal süt izninizi kullanabildiniz mi?

(5) Emzirdiğiniz ya da süt iznini kullandığınız için iş yerinde mobbing (tepki, işi bırakmanız için baskı) ile karşılaştınız mı?

(6) Bebeğinizi toplum içinde, dışarıda emzirmeniz gerektiğinde sıkıntı yaşadınız mı?

(7) Emzirme konusunda desteğe ihtiyacınız oldu mu? Gerek emzirme danışmanlığı, gerekse psikolojik olarak yeterince destek bulabildiniz mi?

(8) Emzirdiğiniz süre boyunca etraftan “sütün yetmiyor, mama ver, bu çocuk meme emmek için çok büyük” şeklinde baskı gördünüz mü?

(9) Emzirme Reformu’nu biliyor musunuz? Sizce Emzirme Reformu neden gerekli?

(10) Emzirme Reformu’nu web sitesinde desteklediniz mi? Destek olmak için http://www.emzirmereformu.com/ adresindeki formu doldurmanız yeterli.

Yukarıdaki soruları yanıtladıktan sonra, veri takibi yapabilmek açısından yazınızın linkini bilgi@emzirmereformu.com adresine gönderiniz.

(*) Türkiye’de ilk altı ay sadece anne sütü alan bebeklerin oranı yüzde 1,3. (Kaynak UNICEF Türkiye). Annelerin yüzde 98′i doğumdan sonra emzirmeye başlıyor, fakat ilk iki aydan sonra genel emzirme sorunları veya işe başladıklarında yaşadıkları sıkıntılar nedeniyle emzirmeyi ve anne sütüyle beslemeyi sonlandırabiliyorlar.

Gelelim benim yanıtlarıma....

(1) Gerçek oranı gördüğümde çok şaşırmadım çünkü daha geçen gün hastanede 2 aylık bebeğe meyve suyu hazır içirmeye çalışan anne gördüm neredeyse atlayıp elinden kapacaktım paketi içirme diye...bir sürü şey anlattım tamam bir daha içirmem dedi ama ?
yine bir %40 falan derdim...

(2)İki bebeğimde de ilk 6 ay sadece anne sütüyle olmak üzere ilk bebeğimi 9 ay ,ikinci bebeğim 14 aylık halen aktif bir şekilde emziriyorum .2 yaşa kadar yolu var...

(3) İlk bebeğimde ücretsiz 6 ay kullandım ücretli olarak sadece 40 gün izin hakkım vardı.İkinci bebeğimde 1 yıllık ücretsiz izin aldım şu an itibariyle halen evdeyim.

(4) İlk bebeğimde sorunsuz kullandım.Şimdi ise gerek kalmadı işe başladığımda süt iznim olmayacak bebeğim 1 yaşını geçtiği için.

 (5) Hayır böyle bir problemim olmadı.

(6) Açık alanda emzirmedim hiç genelde arabamızı kullandım böyle yerlere gittiğimizde..ya da alışveriş merkezlerinin bakım odalarını...o yüzdende bir tepki görmedim.

(7) Hayır olmadı çünkü her iki bebeğimde de emzirmeyi çok istiyordum.

(8) İlk hafta çok az kilo aldığı için annem dahil herkes mama başla dedi ben ısrarla hayır diye direnerek sadece emzirdim ve başardım mamaya ihtiyaç kalmadı.Sağlıkçı olduğum için işin bilincindeydim

(9) Gerekli çünkü çoğu anne çalışmak zorunda ve emzirme hakkını tam kullanamıyor ve verilen zamanlar çok  yeterli de değil zaten...annelerin rahat emzirmesi sütlerini sağlıklı yerlerde sağıp saklaması açısından gerekli....

(10) Evet destekledim.

Bu yazıyı okuyan herkesin bu soruları cevaplamasını istiyorum arkadaşlar...anne olmayabilirsiniz ama...yiğeniniz,kuzeniniz,arkadaşınızın çocuğu ya da komşunuzun vardır herhalde...

minik bebişler mağdur olmasın....

22 Aralık 2010 Çarşamba

EYÜP SABRİ TUNCER KAMPANYASI....

Yine kampanya düzenlemiş,kadınlar gününde de yapmıştı.O zaman aldığım üründen memnun kaldığım için hemen atladım..3 lü set 5 tl kargo ücretiyle beraber yaklaşık 9,5 tl ye geliyor...

hem yılbaşı için hediye alternatifi...eşe,dosta..

ben tam 4 set aldım hediye amaçlı...

hepsi geldi süperler...

31 aralık son gün kampanyaya katılmak için   tık tık

benim aldıklarım

cuttı pıe
pure love
papaya

hangisini en çok sevdim derseniz    PURE LOVE...

16 Aralık 2010 Perşembe

ADIM ADIM BÜYÜYORUM...



Alman organik bebek maması HIPP, 1-4 yaş arası çocuklar için renkli bir çalışma başlatıyor.Bünyesinde zihinsel engelli çocukları barındıran Özel Eğitime Muhtaç Çocuklara Yardım Derneği' ne (ERAM) destek amaçlı hayata geçirilen proje, " Adım Adım Büyüyorum" ismiyle yola çıkıyor.1-4 yaş arasındaki çocukların parmak boyalarıyla yapacağı resim çalışmalarını kapsayacak ve altı ay devam edecek.Altı ay sonunda çocukların yaptıkları çalışmalarda nasıl bir gelişim olduğuda gözlemlenmiş olacak.



Projeye katılmak için  http://www.hipp.com.tr/. adresteki katılım formunu doldurmak yeterli, formu dolduran annelerin adreslerine proje için gerekli parmak boyalarının ve altı adet özel resim kağıdının iletilmesiyle ilk adım başlıyor.Bundan sonra çocukların doyamayacağı eğlenceli bir süreç başlıyor.Gelen kağıtlara projenin parmak boyalarıyla önce çocukların ayak izleri alınıyor, kağıdın geri kalanıda çocuğun uçsuz bucaksız hayal dünyasına bırakılıyor.Altıncı ayın bitiminde çalışmalar, mayıs ayında gerçekleştirilecek sergide ERAM çocukları yararına satışa sunulmak üzere HİPP' te toplanıyor.Proje sonunda , minicik adımlarıyla projeye dahil olan çocuklar, hem zihinsel engelli çocukların hayata bir adım daha atmasını sağlamış, hemde yarattıkları bir çalışmanın sergilenmesiyle unutulmayacak bir hatırayı yaşamlarına eklemiş oluyorlar...


Ne dersiniz anneler böyle güzel projede birlikte yer alalım....


Biz hemen formu doldurduk şimdi bekliyoruz boyalarımızı....


9 Aralık 2010 Perşembe

YOLCULUK ZAMANI

Yol gözüktü yine bize
ne güzel...
yarın Ankara 'ya gidiyoruz...
Pazar günü Konya 'ya geçeceğiz
Şebi Arus Törenine katılacağız
sonra İstanbul 'a geçeceğiz
1 hafta yokuz yani...
biz gezmeyi seviyoruz...
kim sevmez ki

BEZ SORUNSALI...

Kızım doğduğundan beri ultra prima kullanıyoruz ve memnunduk...
ne olduysa 1 ay önce oldu...
sabah kalktığında pijamasının kenarında ıslaklık hissettim birkaç kez tekrarladı
bezden olduğuna karar verdim
gündüzleride olmaya başladı bu arada...
bez değiştirelim dedik...
huggies aldık sağolsun o da bodyleri boyadı
molfixle devam etmeye karar verdim 
 iyi yapmışım süper memnunum kuru,yumuşak,gayet güzel olmuş değişmiş...
biz memnun kaldık sizede tavsiye ederiz...

2 Aralık 2010 Perşembe

BİR HOŞUM BU ARALAR....

Canım yazmak istemiyor bu günlerde...o kadar yoğunum ki...

haftada 2 gün dersim var...

işe başlama zamanım geldi iznim bitiyor bu ay ve benim nerede çalışacağım belli değil...daha tayin istemem lazım zaten en çok bu geriyor beni ...

bakıca problemi tam olarak çözülmedi...

ve nerede  nasıl çalışacağım saatler günler...

o yüzden kafamı toplayıp birşeyler yazamıyorum...oysa yazacak şeyler çok birikti...

sevgili  dokuztepe sağolsun ödüle layık görmüş beni...çok mutlu oldum çünkü bu benim ilk ödülüm...ancak teşekkür edebiliyorum ...biraz daha kendimi blogger gibi hissettim sağolsun...

28 Kasım 2010 Pazar

HEDİYE HABERLERİ :)))

Denizin mutfağında görünce dayanamadım katıldım...laf aramızda pastaya bayılırım...
çok güzeller değil mi...sizde katılın BUYRUN


17 Kasım 2010 Çarşamba

BAYRAM ZAMANI....

Bu sene hacca gitmek istedik olmadı kısmet değilmiş buralardayız bayramda...
Arife günü vakfeyi yaşayalım dedik bari...
Toplandık arkadaşlarla dua ettik çok kalabalıktı...
İnşallah seneye oralarda oluruz diye dua ettik...
Herkese iyi bayramlar....
Kurban bayramını yaşıyoruz efendim...bizzat içinde...kurbanımız kesildi etimiz geldi.
Allah kabul etsin...
Kavurma,yahni yaptık yedik...
Afiyet olsun...
Bugün gezme zamanı...
Dayılar,teyzeler bizi bekler...
Bekleyin geliyoruz...

12 Kasım 2010 Cuma

TELAŞ ZAMANI....

Evet yine İstanbul yolları gözüktü bize...

bayram geliyor ne güzel akrabalarla buluşma zamanı...

gezme,eğlenme,yeme,içme,coşma zamanı...

Bursaya veda zamanı...

YAŞASIN !!!

Sabahtan beri bir telaş bende bavullar yetişecek diye ehh bitti sayılır listedeki eksikleri
tamamladık mı tamam...

ver elini İstanbul...

bu aralar feribotla geçiyoruz geçen sefer çok lodos vardı yerimizden kalkamadık...hep anons oturun diye diye gittik...umarım bu sefer iyi olur

yoksa bizim kızlara afakanlar basıyor...

yapmak istediğim çok şey var İstanbulda umarım hepsini yapabilirim...planlarıma kızlarda dahil tabii ki...


                                             işte buluşacak ve kuduracak takımın üyeleri....



11 Kasım 2010 Perşembe

AYŞE ADA BÜYÜYOR....

Hem de nasıl güzel büyüyor,insanın içine alıp hapsedesi,yiyesi geliyor.Artık her dediğimi anlıyor ve canı isterse yapıyor...çok hoş bir şey bu....
gel gel
git git
öp öp
otur otur
gül gül
ye ye
horoz ol oluyor
köpek nerde buluyor hav hav diyor
ayı nerde buluyor ooooo diyor
ördek nerde buluyor vak vak diyor
bu halleri çok sevimli....
ablasına ve odasına bayılıyor...
Sümeyra artık odasının kapısı kapalı ders çalışıyor yoksa rahat yok...
en büyük eğlence onun çalışma sandalyesinde keyif....

işte böyle geçip gidiyor günlerimiz...

5 Kasım 2010 Cuma

BEN ÖZGÜRÜM !!!

Kızım özgürlüğünü ilan etti.

Bir aydan beri 2-3 adım atarak yürüyordu ama biz bunu saymamıştık,adım atıyor demiştik.

İşte sonunda gerçekleşti.Yaklaşık 10 gündür 5-6 adım atıyordu ama artık salonun bir köşesinden diğer köşesine eşyaları taşıyıp duruyor.Her seferinde alkış var mı diye gülerek bize bakıyor.

Eeee peki bu ne demek ?

Bu artık gezdirmen için sana ihtiyacım yok demek !

Elimi tutmana gerek yok demek !

İstediğim yere gider istediğim şeye ulaşırım demek !

Tehlikeli nesneleri benden uzak tut demek !

Eğer ses çıkarmıyorsam gizli bir şeyler üzerindeyim demek !

Artık sen tuvaletteyken gelip kapıya dayanacağım demek !

Artık dilediğim yerde oynayacağım demek !Taşta,tahtada,merdivende...

Ve anneciğim aslında ARTIK BEN ÖZGÜRÜM demek !

4 Kasım 2010 Perşembe

1 YAŞ DEĞİŞİMİ ?

Çocuk değişti.

Yürümeye çalışan,keşfetmeyi keşfeden bir kız oldu çıktı.

Sanki biri doğum günü sonrası sihirli değnekle dokundu ve değişim başladı.

Ayşe Ada'nın yeni düşünceleri:

Sen ağzıma tıkıştırma ben onu çatalın ucundan alacak önce iki parmağımla tutup,çevirip inceleyecek sonra ham yapacağım.

Evde sıkıldım,havada güzel hem kapının önünde ayağımıda kaldırıyorum giydir diye,hadi beni gezmeye götür,ne bekliyorsun.

Karşımda soda,çay içiyor sonra bana süt,meyve suyu,su veriyorsun.Doktor amca sizin yediğiniz her şeyi yesin demedi mi?Niye yiyorum ama içemiyorum?

Sürekli yürümek istiyorum ve sende peşimden geleceksin.Arkamı döndüğümde seni göreceğim,elimi arkaya uzatınca sana dokunacağım,sakın bir yere gitme.

Artık istediğimi yerim,istemediklerimi yemem.

Evet ev kazalarına karşı dikkatli olmalıyız.Neler yapabiliriz?

Çekmecelere kilit sistemi takılacak.

Mümkünse alt çekmeceler kilitlenmeyecek ve içlerine plastik birşeyler konacak merakı gidecek.

İçi su dolu bir şey bulunmayacak.Koridorda,balkonda...

Kütüphane,raf gibi yerlerde ağır,sivri,tehlikeli nesne bulunmayacak.

Sivri köşelere yumuşatıcı takılacak.

Yutabileceği küçüklükte nesnelere dikkat!

Elektrik prizlerine koruyucu takılacak.

Küçük örtüler kalkacak ayakları kayıyor düşüyor,cesareti zedeleniyor.

Balkon demirleri,cam kenarları,merdivenler yine önemli yerler.

Su ısıtıcısı vb.elektrikli aletler yükseğe kalkacak.

Alçak yerlerden deterjanlar kalkacak.

Aklıma gelenler şimdilik bunlar.

Allah meleklerimizi korusun.

Başka bir şey diyemiyorum.

2 Kasım 2010 Salı

Hediyelerimiz :)))

Doğum günümüzde bir çok hediyemiz oldu,sağolsun sevenlerimiz...Ayşe Ada 'nın en çok şu ikisi  hoşuna gitti.
1-Ali Babanın Çiftliği:Üzerinde çeşitli hayvanlar ve Ali Baba var.Çeşitli formlarda çalışıyor.Mesela birinde üstlerine dokununca isimlerini söylüyor,birinde soru soruyor,birinde ayrıntılı hayvanları tanıtıyor birinde de şarkılar söylüyor.Çok eğlenceli doğrusu....

2-Fisher Price Saat:Bunda da çeşitli şarkılar,sayılar harfler,zıtlıklar,gece gündüz....bir dolu şey....iki oyuncağımızlada harika vakit geçiriyoruz...

almak isteyenlere tavsiye edilir...

1 Kasım 2010 Pazartesi

DOĞUM GÜNÜ :))))

İlk doğum günü için büyük bir organizasyon planlamadık.Çünkü hiç hatırlamayacak ilerde biz kendi kendimizi eğlendirecektik,ileri ki doğum günlerine saklıyorum hevesimi...
sadece pasta ve diğer yiyecekler,annemler,kardeşim ve kızları ve iki yakın arkadaşımdan oluşan davetli listesi...ve o günden hatıra kalsın diye vereceğimiz magnetli süs...bir kaç tanede balon...

Hacıbozanoğullarının pastası süperdi.


                                                          
nice yıllara meleğimmm....
nice mutlu yıllara...
seni çok seviyoruz...

27 Ekim 2010 Çarşamba

Kitap mimi...yaşasın kitaplar...

Kisd arkadaşımız çok güzel bir konuya değinmiş.Beni mimleyen olmadı ama yazmak istedim .Kitap konusunda engel tanımam çorbada benimde tuzum bulunsun.

1. Boncuğunuza kitap seçerken en çok önem verdiğiniz kriterler neler?
Yanlış mesajlar vermemesine dikkat ediyorum,şimdilik hayali nesnelerin olduğu kitapları almıyorum,tavsiyeleri inceliyorum,kitabı elime alıyor bakıyorum bizim minik ilgilenir mi diye şimdiye kadar başarısız olmadım bu konuda...resimleri ilgi çeken bol renkli ve yırtımaya dayanıklı olması iyi oluyor çünkü bizim evin yeni trendi kitap yırtmak oldu nedense...tekerlemeli kitaplar özellikle sıkıntılı günlerde iyi oluyor dans ettiriyor bizi...

2. Bir kitabın kapak tasarımı sizi cezbeder mi?
Hayır çok fazla değil doğrusu.Özellikle kapağı güzel hemen alayım diye atlamıyorum içi daha önemli.Gerçi yaş itibariyle büyük çocukların ilgisini çekebilir kapak...

3. Çocuk kitaplarının didaktik yaklaşımlarını nasıl buluyorsunuz?
Eğlendirirken öğreten sıkıcı olmayan kitapları seviyoruz biz...kitap okutması ,elinde oynaması bile bu yaş itibariyle yeterli geliyor bana...ama eğlencenin içine saklanan öğretmeyede hayır diyemem doğrusu...

4. Çocuk kitaplarındaki resimler nasıl olmalı sizce? Hikayesini beğendiğiniz bir kitabı ilüstrasyonlarından dolayı almamazlık ediyor musunuz veya tam tersi oluyor mu? Hikayesi uyduruk olan bir kitabı grafiklerine aşık olarak aldığınız oldu mu? Grafiklerde aradığınız temel özellikler var mı? Varsa nedir?

Görsellik önemli ama fazla kafa karıştırıcı uçuk kaçık olmayan resimliler daha hoş gibi geliyor bana...Ayşe Ada'nın ilgini gerçek ya da gerçeğe daha yakın  resimli kitaplar daha çok çekiyor.Bende o şekilde almaya çalışıyorum.

5. Çocuğunuzun şu anda en çok sevdiği 3 kitap hangileri? Bu kitapların bir ortak yönü var mı?
-Tübitak kitaplarını genelde çok seviyoruz ama favorimiz-GÖLDE-hele ki o büyük balığın ortaya çıktığı ve kurbağanın sineği yuttuğu sayfalar süper....

-Aç tırtıl bu kitabımız ingilizce ama bayılıyoruz doğrusu...parmaklarını deliklere sokarak anlatıyor kendi dilince bir şeyler...bende çok beğeniyorum bu kitabı işte bence eğlendirirken öğretiyor bence...

-Neden annemi-babamı  çok seviyorum mikado yayınlarının bu kitaplarını tekrar tekrar okutturuyor.İçindeki hayvanları gösteriyor ve bildiklerinin seslerini çıkarıyor.Zaten bence hayvanlardan dolayı seviyor bu kitabı...


Bu soruyu büyük kızım içinde cevaplamak istiyorum.Onun son dönem favorisi Enid Blyton İkizler Okulda serisi...yatılı okulda geçen 8 kitaplık bir seri bayılarak okuyor.Açıkcası onun kitaplarına ben karar vermiyorum tabi , artık 12 yaşında ama yönlendirme yapıyorum ,öğretmenlerinden faydalanıyoruz ,tavsiye alıyoruz . o kalın kitapların hepsini beni okumam mümkün değil çünkü...Dikkatimi çeken şu ki arkadaşlarından ve gazetede televizyonda gördüğü kitaplardan etkilenip almak istiyor hemen...
6. Bir çocuk kitabı yazsanız hangi temayı işlemeyi düşünürdünüz, ya da temasız öylesine bir masal mı uydururdunuz?
Bir kitap yazabilir miyim bilmem ama herhalde sevgiyi tema olarak alırdım.Sevgi üzerine çeşitlemeler...yavrularımızın en çok ihtiyaç duyduğu duygu...öğretici olmadan ,karşılık beklemeden sevgiyi anlatırdım...bir annenin çocuğuna olan sevgisini...
Evet  benden bu kadar blog dünyasında çok yeni olarak mimlenmeden ilk kez yazı yazdım ve yazmak isteyen herkesi mimliyorum....sevgiler göndererek....






25 Ekim 2010 Pazartesi

ÇEKİLİŞ VAAAAARRRRR!!!!

Bu kampanyaya kayıtsız kalamadım doğrusu
sizlerde katılmak isterseniz    BUYRUN

Güzel bir günbatımı değil mi...

22 Ekim 2010 Cuma

MİNİ KUTLAMA 1 YAŞ

Akşam çekirdek aile önce güzel yemek yedik sonra pastamızla kutlamamızı yaptık.
Nice yıllara benim tatlı meleğim....



21 Ekim 2010 Perşembe

21.EKİM.2010 DOĞUM GÜNÜ :)))

Tam bir yıl oldu.Nasıl geçti hiç fikrim yok çok hızlı mı yavaş mı bilmiyorum...bildiğim tek şey çok güzel ,zevkli ve harikaydı...
Sabah  6 da hayat başladı ve doğduğu saat olan 9 da minik bir kamera çekimi yaptım foto çektim.Şimdi uyuyor bende bunu yazıyorum.
Akşam kendi aramızda çekirdek aile olarak doğum günü kutlayacağız.Esas parti 30 ekimde istanbulda...
hadi bakalım hayırlısı...
                                                         yaşasın 1 yaşındayım artık.....
ANNEME....
365 gündür yeni anneyim ben annecim,sen ise 35 yıldır...

Sen 35 yıldır hatalarımla sevdin beni bense 365 gündür henüz hayata merhaba diyen bir yüreğe aşığım.Sana şimdi ,asıl şimdi daha büyük sevgi duyuyorum.

Bize bakmak için ne fedakarlıklar ettiğini biliyorum.Sen nasıl yaptın,sen ne güçlü kadınsın,sana ne kadar minnettarım bunları anlatamam ama sana sadece söz verebilirim.

Kızlarıma iyi bakmak için elimden gelenden daha fazlasını yapacağım.Senin bize verebildiklerinden daha fazlasını vermeye çalışacağım.Artık her şeyim onlar,her günüm,her sözüm,her işim...rüyalarım,hayallerim...

İyi bir eğitim,mutlu bir yaşam,iyi bir yürek verebilmek için onlara ,en azından temellerini atabilmek için çalışacağım.Söz veriyorum sana en az senin kadar iyi bir anne olabilmek için uğraşacağım...

Neye mi güveniyorum.Önce eşime sonra arkamdaki,yanımdaki,iyi bir anne olmak için çabalayan
bilgiyi ,tecrübeyi ,hayatı paylaştığım ,dünyanın her köşesindeki annelere...

19 Ekim 2010 Salı

İYİ Kİ ANNEYİM :))))


Ben anne olmasaydım eğer..

Topuksuz ayakkabılarla da şık olunabileceğini bilmeyecektim.

Hamileliğim esnasında 80'li kilolara kadar çıkıp kendi çapımda ilk defa bir alanda rekorumu kıramayacaktım.

O küçücük ellerle renkli kartonlardan yapılmış bir kâğıt parçasının bu kadar değerli olabileceğini öğrenemeyecektim.

Kan yapsın diye danadili haşlayıp üzerine yumurta kırıp ağzının tadına da uysun diye çikolatalı pudingle karıştırmak gibi yaratıcılığın sınırlarını zorlayan tarifler keşfedemeyecektim hiç.

Su almak için elimde kumanda ile buzdolabını açtığımda kumandayı buzdolabına koyacak kadar ya da evden çıkarken telsiz telefonu çantama atacak kadar kendimden geçmeyecektim.

Birinin canı yandığında ötekinin bu acıyı hissedebilmesinin sadece ikiz kardeşlerde olduğunu sanacaktım.

Sabahın köründe gözü kapalı mutfağa kadar gidip, süt ısıtıp yine gözü kapalı dönme yeteneğini kazanamayacaktım.

Üzümün çekirdeklerini tek tek çıkarmak için insanüstü bir uğraşa asla girmeyecektim.

Bir insanın gaz çıkarması beni bu kadar mutlu edemeyecekti.

Büyüdüğünde arkadaşlarınla birlikte partilerde Süper Anne olarak eğlenmeyi hayal edemeyecektim.

Babanla belki daha az kavga edecek ama sevginin evlat denilen başka bir boyutuna giremeyecektik.

Sevginin böylesine karşılıksız olanını hiç tadamayacaktım.

Telaşsız sevişmenin hayalini kuramayacaktım.

Annemi bu kadar çok sevdiğimi anlamayacaktım.

Annesinden zorla ayırdılar diye "Uçan Fil Dumbo!" çizgi filminde böğürerek ağlamayacaktım.

Geceleri kesintisiz uyuyacak, hafta sonunda sabahları istediğim saatte kalkacaktım ama uyandığımda yanağıma konmuş minik ellerin sıcaklığı ısıtmayacaktı yüreğimi.

Çantamda sürekli bisküvi, ıslak mendil, bir adet oyuncak, düşer bir yerin kanar diye ayıcıklı yara bandı taşımayacaktım.

Acıyı geçiren öpücüğün gücüne inanmayacaktım.

38,5 derece ateş beni de yakıp kavurmayacaktı.

Yağmur sonrası çamurlu sularda zıplamanın keyfine varamayacak, sen bir lokma daha fazla yiyesin diye kalabalığın ortasında kafamda peçete dansı yapmayacaktım.

Sen olmasaydın eğer yaşamın karmaşıklığını unutup tekrar basit yaşamayı öğrenemeyecektim.

Sen olmasaydın eğer ben asla "anne" olmayacaktım.

Bir çocuk doğduğu anda, bir anne doğarmış...

Çok beğendim bu yazıyı bir yerlerde rastlamış okumuşsunuzdur belki...
   anneliği ne de güzel anlatıyor değil mi ?

15 Ekim 2010 Cuma

Ayşe Ada 11. ay

Yalova'ya Rizom Otele gittik biraz dinlenme biraz tatil iyi oldu....
Ramazan olduğu için genelde evdeyiz.Artık 7 dişi oldu minik kuşun...
yeni yerler keşfediyor ....

anneanne torunlarıyla....

ramazan bayramı...

bol bol oynuyorum....

biraz uğraşsam girerim içine.....

yürüme çalışmaları hız kazandı....

bir sürü değişiklik oldu bu ay daha çok büyüdü kızım
artık oturmak istemiyor elimizden tutacak yürüyecek.
giydirirken yardımcı oluyor kolunu uzatıyor çekiyor.
mama,dede,anne,baba,gel,gitti,bitti,düştü....söylüyor.
birşey isteyince getiriyor,ver deyince veriyor


13 Ekim 2010 Çarşamba

Ayşe Ada İle Değişenler.....

Kızımın aramıza katılmasıyla hayatımızda birçok değişiklik oldu.

Öncelikle gezmeye gidişlerimiz kısıtlandı bir süre...daha sonra yarı normale döndü uyku saati mama saati çerçevesinde...

Televizyonumuz kapandı sadece bilgi yarışması ve milli maçları seyrediyoruz seyredebilirsek...

Plastikler hayatımızdan çıkmaya başladı ki bunu ayrı bir postta ayrıntılıycam...

Evin içinde daimi bir gürültü ve hareket...

Bol bol oyuncak...

Organik besinlere geçiş...

Çiftlikle tanışma...

Araştıran daha çok okuyan bir anne , ne nasıl olmalı...

Taze sütten yoğurt tereyağ yapımı...

Temizlik maddelerinde değişim soda,karbonat.sirke ve limona geçtik.

Her türlü paketlenmiş hazır gıdayı hayatımızdan çıkarmaya çalışıyoruz.

Tuzu hayatımızdan çıkardık gibi...minimum...kullandığımızda da işlenmemiş olanı tercih ediyoruz.

Esmer şeker kullanıyorum ki çay ve kahveyi şekersiz içiyoruz.

Tam buğday ekmeği tüketiyoruz.

Ve daha aklıma gelmeyen niceleri...bunların bir çoğunu yapıyorduk zaten ama Ayşe Adayla beraber hız kazandı...


10 Ekim 2010 Pazar

Çocuk Öncesi ve Çocuk Sonrası Hayatım :)))

Çocuk öncesi-ÇÖ-ve çocuk sonrası-ÇS-olarak tanımladığım lükslerim.
Cumartesi veya Pazar sabahı
ÇÖ-Gazeteler öğleye kadar içinde yuvarlanılan yatakta okunur.Güzel mekanlardan birinde kahvaltı,sonra vur kendini istediğin yere,çarşı pazar dolaş,kitapçılarda saatlerce,saatlerce gez.Ayda bir termal keyfi.....
ÇS-Eğer çocuk bugün 6.30 da değilde 8 gibi uyanırsa güzel olur.Biraz dinlenmiş olurum.8.30 hatta 9 olursa bu bana 6 ay yeter...sadece 1 kez oldu.
Alışveriş&Market
ÇÖ-Bütün raf araları gezilir,tüm test parfümleri koklanır.Değişik peynirler,bolca şarküteri tüketilir.Alışveriş arası kahve içilir.Dilediğiniz kadar kıyafet denenir.
ÇS-Akşam eş gelir siz çocukla hazırsınızdır hemen koştur koştur markete gidilir elinizdeki listeye göre raflar dolaşılır hemen gerekenler sepete atılır.Bol bol bez,ıslak mendil,minik yoğurt...Yanınızda biri varsa alelacele kıyafet beğenilir denemeden alınır..olmazsa değiştirilir.
Sinema
ÇÖ-''Ay buna mı gitsek bu perşembe buna mı?''diyecek lüksünüz vardır.Seçemediğinizde haftanın başka günü diğerine gidersiniz.Zaman sadece sizindir.
ÇS-Çocuk 10 aylık olmuştur kitaplarını okuduğunuz filmler sırayla vizyona girer,siz sadece afişlere bakarsınız.Olsun DVD var.Hemen istediğiniz filmi kiralar ya da alırsınız.Ama asıl sorun zaman yaratmak...olsun kiralarken izleyebilecek gibi yapmak bile süper hissettiriyor insanı...
Tabi izleyemeden geri verme duygusundan hiç bahsetmiyeceğim.Gerek yok.Yaşadıkça göreceksiniz zaten.
Kuaför
ÇÖ-Dilediğiniz zaman dilediğiniz şekle sokarsınız kendinizi..Tüm günü kuaförde geçirebilir,masaja gidersiniz.
ÇS-Saçınızı boyatabilmeyi bırakın kestirebilmek bile büyük bir lükstür.Annem az koşmadı peşimden bari ben keseyim diye...
Arkadaşlar
ÇÖ-Saatlerce konuşabilir,kahkaha atabilir,evde dans bile edebilirsiniz.Gecenin ikisinde dürüm yemek için taaa uzaklara gidebilir,Pazar sabahını Eyüp cami gibi muhteşem yerlerde geçirebilirsiniz.Konser,açık hava,piknik...saymıyorum bile...
ÇS-Saatlerce konuşmak mı? Böyle bir zamanınız yok artık.Evde bırakın dansı eksi desibelde konuşmaya başlandı.Hep derler çocuk doğduğunda şekerim açacaksın radyoyu ki gürültüye alışsın....palavra,palavra,palavra...
Olmuyor kardeşim bebiş nasıl isterse öyle uyuyor,Tamam radyoyla uyuyor ama,bastığınız yerden çıkan gıccrt sesiyle....veya kapı zili muhteşem başarılı....
Komşular
ÇÖ-Arka balkonun baktığı bahçedeki sesler evinize dolar.Diğer evlerden gelen müzik sesiyle sizde coşarsınız.Ne içerde tatlı bir bebiş vardır düşüneceğiniz ne de uykusuz gözleriniz...
ÇS-Gecenin ikisinde konuşan yan komşu bile sizi huzursuz eder.Camlar kapılar kapalı tutulur ki dışardan gelen ses minimuma insin...komşularla kahve içmek artık hayallerde...
 Benim aklıma gelenler bunlar valla...
Bu arada çocuk büyüdükçe kendimize ayıracak zaman artacak di mi diye merak edenlere...
İşte cevabım;
Dört -beş yıl daha...bekleyiniz.
Gece uyanmaların yerini gündüz artan enerji ,alt temizlemenin yerini popo silme,ellerinizle beslemenin yerini yemesi için yalvarmanız alacak.Ayrıca park sefaları,oyun grupları....
Çok korkmadınız değil mi
Bütün bunlara rağmen annelik çok keyifli....